Anksiyete (Kaygı) ve Duygu Durum Bozukluklarında Cinsellik

Dünyamız üzerinde an itibariyle yaşayan yaklaşık 7 milyar insanında farklı kişilikleri; farklı zamanlarda, farklı koşullarda ortaya çıkan psikolojik değişimleri vardır. Bu psikolojik değişimler toplum normlarından saptığı zaman ve kişinin işlevselliğini engelleyecek duruma geldiği zaman psikolojik bir rahatsızlık – psikiyatrik bir tanı adı altında görülmektedirler.

Bilindiği üzere cinsellik; kişilik yapımızın, düşünce ve duygularımızın en yalın haliyle ortaya çıktığı dürtüsel  bir tablodur.  Buna göre bazı psikolojik rahatsızlıkların özellikle çok sık görülebilen anksiyete (kaygı) ve duygudurum bozukluklarının cinselliğe nasıl yansıyabileceğini genel literatür ve klinik deneyimlerime dayanarak genel hali ile aktarmaya çalıştım.

Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları

Başlıca kaygı bozukluklarından olan panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, fobiler vs. gibi bozuklukların çoğunda bilişsel (algısal) açıdan cinselliğe ayrılan zaman oldukça azdır çünkü girişte de tanımını yaparken söylediğimiz üzere kişiler hastalık semptomları ile uğraşırken işlevselliğini yani hayatını idame ettirecek temel çalışma, yeme, içme, uyuma ve en önemlisi cinsellik gibi kavramlara yeterince zaman ayırmamaktadırlar. Kendilerini kaygı yaratacak, işlevsel olmayan düşünceler içinde boğulmuş olarak bulan kişiler kısır döngü halinde sırasıyla olay – düşünce ve davranış boyutunda kendilerine olumlu anlamda çıkışı olmayan bir çember altına sokarlar.  

Sadece psikolojik değil psikiyatrinin biyolojik açısından duruma baktığımızda sürekli kaygılı bir halde kendi enerjisini tükettikleri ve biyolojik olarak yeterli nöron iletimi yapılamadığı için kişiler kendilerini bitkin hissedebilirler. Örneğin obsesif (yineleyen düşünce) alt yapısı olan bir erkek danışan, performans anksiyetesi’ne (kaygısı) girerek her şeyin en mükemmeline, sonucuna odaklandığı ve dolayısıyla haz almayı unutabileceği için cinselliğinde ereksiyon (penis sertleşmesi) problemi  yaşayabilir.  Veya panik bozukluğu olan bir birey “kontrol bende değil” , “her an kötü bir şey olacak” kaygısı ile cinselliğini istediği doyumda yaşayamayabilir ve dolayısıyla bu hazzı partnerine yaşatamayabilir. 

Kaygı bozukluğu kişinin kendisine ve çevresine; ki bu çoğu zaman en yakınında olabilen genellikle eş veya partnerine rahatsızlık verebileceği için öncelikle bu yönde psikolojik ve psikiyatrik destek alması gerekebilir. Ancak özellikle psikiyatrik anlamda farmakolojik (ilaç) bir destek alırken disiplinler arası iletişim olmalıdır yani cinsel ve psikolojik problemleri de belirtilerek hekimin ona göre bir tıbbi müdahaleye karar kılması daha uygun olmaktadır. Cinsel terapide, primer yani öncelikli olan ise psikiyatrik - psikolojik probleminin çözülmesidir.

 

Duygu Durum Bozuklukları:

Özellikle çağımızın hastalığı olan ve duygu durum bozuklukları arasında başı çeken “depresyon”, “majör depresif dönem” sürecinde olan bir danışan “hiçbirşey yapmak istemediği” ve “hiçbir şeyden zevk almadığını” duyumsamaktadır bu yüzden bu dönemde cinsel olarak baktığımızda danışanın partnerinin “cinsel ilişki” konusunda zorlayıcı olmaması ve bu durumu genelleştirmemesi gerektiği en önemli unsur olacaktır.

Ancak öyle bir başka “duygu durum bozukluğu”   var ki burada farklı dinamiklere dikkat çekmek gerekmektedir. Bu bozukluğun adı “Bipolar Bozukluk”tur. Bipolar bozuklukta kişiyi duygular bağlamında iki uçlu dönemler beklemektedir. Bunların birincisi çoğunlukla uyumak istediği,hiçbir şeyden zevk almadığını belirttiği “Majör- minör depresif dönem”,  diğeri ise “Manik - hipomanik dönemler”dir. İşte bu manik dönemlerde kişi çok konuşkan, çok enerjik, çok neşeli gözüktüğü ve dürtülerin yani saldırgan ve özellikle cinsellik dürtülerinin arttığı bir dönemdir. Bu dönemde kişi dürtüleri çok ağır geldiği için her türlü cinsel ilişkiye girmek, her türlü fanteziyi deneyimlemek isteyebilir. Tam da bu noktada danışanın dürtülerini gidermesine olanak sağlamak ancak daha sonrasında pişmanlık yaşayabileceği her türlü duruma da önlem almak gerekmektedir. Çünkü danışanlar bu hareketli dönemlerde yaşadıklarını unutmadıkları için tekrar çökkün döneme geri döndüğünde benlik, suçluluk duygularını yoğun olarak yaşayabilmektedirler.

Özellikle “Bipolar Bozukluğu” yaşayanların kesinlikle psikiyatrik bir destek alması gerekmektedir.

Cinselliği etkileyen birçok psikolojik değişken vardır. Bunların her birinin detaylı konuşuması gerekmektedir.

 

Cinsel Problem Yaratabilen Düşünce Kalıpları

  • “Ya kalkmazsa”  - (Erektil Disfonksiyon – Sertleşme Problemi) – (Performans Anksiyetesi)
  • “Penisi ile vajinamı acıtıp kanatacak” (Vajinismus ) – (Panik Bozukluk)
  • “En ideal zamanda işi bitirmeliyim” (Erken Boşalma) – (Obsesif Kompulsif Bozukluk )
  • “Spermler pis, kötü, zararlıdır” (Cinsel Tiksinti Bozukluğu) – (Bulaşma Obsesyonları – Fobiler)
  • “Vajinam kuru ve yeterince kaygan değil” (Kadında Orgazm Bozukluğu) – (Depresyon)
  • “ Şimdi zamanı değil” (Cinsel İsteksizlik) – (Depresyon – Post Travmatik Stres Bozukluğu)

 

Yukarıda ki tabloda belirtildiği üzere psikolojik sorunlar ile sonucu olabilecek cinsel problemlerin kaynağında “otomatik olumsuz düşünceler” olabilir. Bu problemler için çoğunlukla Bilişsel – Davranışçı Terapiler sorunu çözebilmektedir ancak kaynağında geçmişe yönelik travmalar varsa bilinçaltı terapiler gerekebilir. Mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alınmalıdır.

 

Psikolog M. Berk Karaoğlu

İzmir Terapi ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi

 


Geri
Eskişehir Web Tasarım