Orgazm Bozukluğu

Kadınlarda Orgazm Bozukluğu

Orgazm bozukluğu cinsel uyarılmadan sonra orgazma erişmekte zorluk veya erişememe durumu olarak tanımlanabilir. Orgazm bozukluğu bir cinsel işlev bozukluğudur. Kişi hayatı boyunca hiç orgazm yaşamamış olabilir veya bu durum sonradan gelişmiş olabilir. Kişilerin orgazm bozukluğu tanısı almaları için bu sorunun en az 6 ay boyunca devam ediyor olması gerekmektedir.

  • Orgazm bozukluğunun birçok farklı sebebi olabilir. Kişinin partnerine karşı olan duyguları, çatışmalı ilişkiler kişilerin orgazm yaşamasını etkilemektedir. Kişiler arasında iletişim eksikliğinin olması orgazma ulaşmayı zorlaştırabilir, kişilerin cinsel ilişki sırasında iletişim halinde olmaları önem taşır bu sayede kişiler birbirlerinin hoşuna giden veya gitmeyen durumlardan haberdar olup duruma uygun davranışlar sergileyebilirler.
  • Kişinin cinsellikle ilgili mitlere sahip olması yani doğru sandığı yanlış bilgilere sahip olması örneğin cinsellikle ilgili konuşmak ayıptır veya sadece penisin vajina girmesiyle orgazm olunur gibi yanlış düşünceler kişide yerleşmiş olabilir bu da kişilerin orgazm yaşamasını zorlaştırabilmektedir.
  • Kişilerin eksik anatomi bilgisi veya vücudunu yeterince tanımama gibi sebepler de kişilerin orgazm yaşamasını etkileyen faktörlerdir. Örneğin kişi kendi bedenini yeterince keşfedememiş olabilir ve vücudunun hangi bölgeleri uyarıldığında bundan zevk alacağını bilmiyor olabilir. Bu noktada kişilerin kendi bedenlerini tanımaları ve keşfetmeleri önemlidir. Cinsel eğitim ve kişinin kendi bedenini keşif deneyimleri ile bu sağlanabilir.
  • Kişi performans kaygısı nedeniyle kendini stres ve baskı altında hissediyor olabilir, bu kaygı kişinin orgazm yaşamasını engelleyebilir.
  • Kişinin partnerinde erken boşalma olabilir, kişi bu yüzden yeterince uyarılmıyorsa orgazm yaşaması zorlaşabilir.
  • Ayrıca kişinin geçmişinde cinsel istismar, taciz veya tecavüz gibi travmatik olaylar yaşaması orgazm bozukluğu yaşamasının sebeplerinden biri olabilir.

 

Nasıl Çalışılır? 

Kişiler cinsel terapi için başvurduklarında genellikle çok yönlü bir terapi planı yapılmaktadır. Cinsel terapide kişiler bireysel olarak başvursalar da çift olarak gelmeleri beklenmektedir. Soruna, kişilerin durum ve ihtiyaçlarına göre hem cinsel terapi hem de çift terapisi almaları gerekebilir. Çift olarak iletişim, aile kavramı gibi konular da kişilerle çalışılmaktadır.

Cinsel işlev bozukluklarında terapiye öncelikle kişilere cinsellikle ilgili bir psikoeğitim verilerek başlanır. Bu noktada kişiler bedenleriyle ilgili doğru bilgileri edinirler. Kişilere hem bireysel hem de çift egzersizleri verilerek terapi sürecinde ilerleme sağlanır ve gereken durumlarda çift terapisiyle desteklenebilir. Bazı vakalarda bireysel görüşmeler de gerekebilmektedir. Eğer kişinin geçmişinde cinsellikle ilgili bir travma varsa EMDR ile müdahale gerekebilir. Kişi travmatik cinsel anısına duyarsızlaştırılıp o anının kişide yarattığı negatif etkisi pozitife döndürülür. Cinsel terapinin diğer terapilerden bazı belirgin farkları vardır, bu farklardan birisi cinsel terapi net önermelerle yapılandırılmış bir süreçtir. Örneğin kişilere cinsel terapide bir dahaki terapi seansına kadar cinsel birliktelik yaşamayın gibi kurallar konabilir. Bu gibi kesin ve net önermelerin olması cinsel terapiyi diğer terapilerden ayırır. Bireysel terapi veya diğer çift terapilerinde kurallar ve öneriler büyük bir çoğunlukla yoktur.

Cinsel terapide kişilerin sürece devamlılığı önemlidir. Terapi sürecinde verilen ödevlerin yapılması, kişilerin motivasyon ve niyetleri iyilik halinin sağlanması ve terapi sürecinin ilerleyebilmesi için önem taşır. Yaklaşık 6 ila 10 seans arasında değişen yapılandırılmış cinsel terapi süreçleri ilgili uzmanın da yönlendirilmesiyle başlayabilir. Terapi sürecine başlamak için kişilerin gönüllü olmaları gerekmektedir, iki tarafın da gönüllü olması esastır. Cinsel terapi süresi boyunca kişilerin bilgileri saklanarak gizlilik ilkesi korunmaktadır.

 

Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi


Geri
Eskişehir Web Tasarım