En Yaygın Cinsel Mitler

1-Cinsellik penisin vajinayla penetrasyonu(birleşmesi) demektir.
Cinselliğin amacını penisin vajinaya girmesi ile sınırlayan bu yanlış düşünce, ön sevişme ya da cinsel fantezilerden yoksun penis ve vajina birlikteliğine bireyi yönlendirip kadınlarda orgazm ve uyarılma sorunlarına neden olmaktadır. Cinselliğin sadece üremeyi esas alan bir davranış olarak görülmesi neticesinde bu mit ortaya çıkmıştır.

2-Cinsellikte önemli olan sonuçtur.
Bu düşüncenin aksine cinselliği başarıya endekslenmek yerine partnerlerin almış olduğu haz ve hazza odaklanılmalıdır. Sonuç endeksli bir cinsel yaşantı kişiyi performans endişesine itecektir bu da cinsel yaşantının dinamiğinde değişikliğe neden olacaktır.

3-Cinsellik insanın doğumuyla birlikte ortaya çıkan içgüdüsel bir davranıştır. Bu yüzden cinsellik öğrenilecek veya keşfedilecek bir davranış değildir.

Cinsel eylemlerimizin içgüdüsel ve biyolojik bir yanı olmakla birlikte cinselliğin davranışsal boyutu tamamiyle öğrenmeyle ilgilidir. Cinselliğe dair öğrenilen her yeni bilgi ve edinilen cinsel yaşantı becerileri kişilerin cinsel yaşantıdan alacağı hazzı artıracaktır. Bireyler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde cinsel bilgi düzeyinin yeterli olduğunu düşünen bireylerin bilgi ve becerilerinin çok düşük olduğu ortaya çıkmıştır.

4-Birbirini seven partnerlerin cinsellikleri de iyidir.

 Bu tarz bir bakış açısına sahip çiftler cinsel sorun yaşadıklarında birbirlerine olan sevgilerinin azaldığını varsayarak cinsel yaşantılarındaki değişikliklerin sevgilerini sınayan bir durummuş gibi algılarlar. Bu yanlış inanç çiftleri baskı altına almanın ötesinde öğrenmeyi ve tecrübe kazanmayı da engellemektedir.

5-Cinsellik içeren konuşma, sarılma ,öpüşme, dokunma vb. cinsel aktivitelerin nihai amacı penis vajina penetrasyonudur.

Bu cinsel mit çiftleri cinsel birleşme öncesi alınması gereken hazlardan mahrum bırakır. Fakat dokunma, okşama, öpüşme gibi cinsel davranışlar en az cinsel birleşme kadar önemlidir.

6-Kadınların cinsel ilişkiden aldığı hazın seviyesi erkeklerin aldığından fazladır.

Cinsellikten alınan haz; duruma, mekana, partnere, cinsel kimliklere göre değişebilir. Kadınların kendilerini cinsel ilişkiden zevk almak zorunda hissetmeleri alacakları hazzı azaltıp, yaşadıkları sorunları derinleştirecektir.

7-Gebelik döneminde cinsel ilişki zararlıdır hatta bu bebeğe zarar bile verebilir.

Bu cinsel mit yüzünden hamilelik döneminde çiftler bireysel tatminlerini ön plana alıp mastürbasyon yaparak cinsel doyuma ulaşmaya çalışırlar. Hatta aynı problem doğumdan sonra da devam etmekte. Bu cinsel mit kadının ilişki sırasında enfeksiyon kapacağı ve emzirme yoluyla hastalığını bebeğine bulaştıracağı düşüncesini de beraberinde getirebiliyor. Bu durum eşlerin cinsellikten uzaklaşmalarına neden oluyor. Gerçekte ise; gebeliğin ilk 6 ayı cinsel birleşmenin bir sakıncası yoktur ve orgazm kasılmalarından dolayı bebek kafa travması veya beyin sarsıntısı geçirmez.

8-Tanıdığınız bir kişiyle cinsel birliktelik sırasında prezervatif kullanmanız şart değildir.

Bir insanı önceden tanımak, temiz görünmesi ve güzel kokması onun cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olmadığı anlamına gelmez. Bu doğrultuda güvenli cinsellik için mutlaka prezervatif kullanılması gerekir.

9-Mastürbasyon kirli ve zararlı bir eylemdir.

En yaygın bilinen ve karşımıza çıkan yanlış cinsel inanışlarından birisidir. Kişide suçluluk ve pişmanlık duygularına yol açar. Yine pek çok insan cinsel işlev bozukluklarının mastürbasyon yapmanın bir sonucu olduğunu düşünmektedir. Aksine mastürbasyonun zararı yoktur, cinsel işlev bozukluklarına yol açmaz, cinselliğin haz verici olarak öğrenilmesini sağlamak için cinsel terapilerde kullanılır, alışkanlık yapmaz. Hatta mastürbasyonun erişkinlikte ve ileri yaşlarda da devam etmesi ve evli kişilerin de mastürbasyon yapması da olağandır.

10-Erkekler cinsel ilişkiye her zaman hazır olmakla birlikte cinsel ilişkide bulunmayı her an arzu ederler.

Cinsellik gündelik ruhsal yaşantımızla alakalı stres heyecan vb durumlardan etkilenebilen bir olgudur.Bu mit erkeğin omuzlarına bir yük yüklemekte ve erkeği kaygıya sokmaktadır. Bu mitin egemen olduğu zihinlerde yoğun bir performans kaygısı yaşanır ve kaygının tekrarı neticesinde sorun kemikleşir.Cinsel aktivite her daim haz odaklı olmalıdır hiçbir zaman erkeğin kimliği ile eşleştirilmemelidir.

11-Cinsel davranışı başlatan, cinsellikte yönetici olan ve her şeyi bilmesi gereken erkek partnerdir.

Bu cinsel mitin ardından cinsel talebin kadından gelmiş olması kadın için ahlaksızlıktır düşüncesi de gelmektedir. Ama yapılan litaratür çalışmaları bize kadının başlattığı cinsel aktivitede uyarılma düzeyi son derece yüksektir ve daha fazla haz verici olduğunu göstermiştir.

12-Erkeklerin cinselliği basitken kadınların cinselliği karmaşık ve çetrefillidir.

Bu yanlış düşünce, erkeklerin cinsellikle ilgili daha rahat olmasını, cinsel ilişkinin en iyi şekilde nasıl yapılacağını daha iyi bilmesini ve bunu sık sık yapmasını gerektirir. Bu durum erkeklerde çok büyük bir baskı meydana getirmektedir. Ama tam tersi erkek cinselliği basit ve yalın değildir. Kadın cinselliğinin karmaşık ve çetrefilli olması düşüncesi, cinsellikle ilgili düşüncelerin toplumun kadınların ezilmişlik ile ilgili genel kabulünü yansıtmasının bir kanıtıdır.

13-Erkekliğin ve cinsel gücün göstergesi hareketli bir cinsel yaşamdır.

Erkek cinsine dair bu beklenti evlilikleri yada cinsel birliktelikleri sıkıntıya sokabilir ve bir takım çatışmaların yaşanmasına neden olabilir. Cinsel eylem hiçbir zaman bir kimlik gösterisi şeklinde algılanmamalıdır. Cinsel ilişkinin sıklığı istek düzeyiyle ilgilidir, herhangi bir ölçütü bulunmamaktadır.

14-Cinsel birliktelik için erkeğin penisinin kesinlikle sertleşmesi gerekmektedir.

Bu mit sayesinde çiftler dokunmanın verdiği hazzı almakta zorlanırlar. Her iki taraf için de cinselliği herhangi bir eylem ile eş tutmamak gerekir. Önemli olan bedensel ve ruhsal olarak yaşanılan haz ve doyumdur. Kişiler cinselliği olağan akışı içinde yaşamalı performans kaygısına itecek düşüncelerden uzak durmalıdır. Biyolojik ve psikolojik yönden bir hazır oluş söz konusu ise sertleşme açısından bir sıkıntı bu olağan akış içinde yaşanmayacaktır.

15-Erkek ereksiyon yaşadıktan sonra mutlaka boşalmalıdır.

Bu yanlış düşnce birçok erkeğin sıklıkla yaşadığı erken boşalma sorununu tetikleyen düşüncelerden biridir. Penis ereksiyon halindeyken hemen vajinal ilişkiyi başlatma düşüncesi sertleşmenin kaybolacağı ve vajinal penetrasyonun yaşanamayacağı korkusunu tetikler ve sonuç olarak boşalmayı hızlandıran zihinsel süreçler devreye girer ve erkek bir an önce boşalır.Bu esnada erkek yoğun bir endişe ve suçluluk duygusu yaşar fakat esas olan cinsel aktiviteyi acele etmeden devam ettirmektir.

16-Erkeğin sertleşme bozukluğu yaşamasının tek nedeni kadını çekici bulmamasıdır.

Stres, heyecan, gerginlik vb sorunlar erkeğin sertleşme, erken boşalma, cinsel isteksizlik gibi sorunların yaşanmasına neden olabilir ve bu çok doğaldır. Bu durum eşin çekiciliği ile ilişkilendirilmemelidir. Aksi taktirde sorunun sürekliliği esas olacak ve çözümü zorlaştıracaktır.

17-Erkeğin penisi ne kadar büyükse kadının cinsel ilişkiden alacağı haz da o kadar fazla olacaktır.

Geçmişten bugüne erekte olmuş büyük bir penis iktidarın, gücün ve erkek kimliğin en büyük simgesidir. Bu nedenle sertleşme sorunu yaşayanlar yanlış bir şekilde iktidarsız olarak tanımlanırlar. Çok eskilere dayanan bu mit günümüzde bile hala varlığını korumakta pornografik yayınlarda bile karşımıza çıkmaktadır.Kadının ancak büyük bir penisle orgazma ulaşacağı kadınların tatminin büyük bir penis ile mümkün olacağı düşüncesini beraberinde getirmektedir. Fakat büyük penis kadınlara daha çok acı ve rahatsızlık verir.Cinsellikte alınan hazzın ve duyulan tatminin penis boyutuyla her hangi bir alakası yoktur, önemli olan cinsel bilgi ve beceridir.

18-Cinsel ilişki esnasında erkek boşalma öncesi vajinadan geri çekilirse kadın hamile kalmaz.

Bu mit, her geçen gün istenmeyen hamileliklerin oluşmasını arttırıyor. Birçok güvenilir yöntem varken bu riskli yöntemi seçmek yerine çiftlerin bilinçli korunma yöntemlerini seçmelerinde fayda vardır.

19-Sevişme sırasında konuşulmaz çünkü bu dikkati dağıtan bir eylemdir.
Bu yanlış inancın tersine cinsel ilişki esnasında haz verici konuşma çok önemlidir, konuşmayan ve duygularını bu nedenle paylaşamayan çiftler cinsel sorunlar yaşar.

20-Cinsel ilişkide bulunmanın sonal amacı orgazmdır. Orgazm olduktan sonra cinsellik sonlanmıştır.

Orgazm amaçlı bir cinsel yaşantı ruhsal ve bedensel doyumu öteleyen hazdan yoksun bir birliktelikle sonlanacaktır. Önemli olan hazza odaklanıp bedensel ve ruhsal doyumun peşine koşmaktır.

21-Cinsellik sadece karşılıklı orgazm olunduysa anlam taşır.

Bu cinsel mit cinsel birleşme sırasında orgazm olamayanların yetersizlik ve endişe duymasına neden olabilir. Yapılan son araştırmalar cinsel birleşme esnasında orgazm olmanın, öğrenme ve tecrübeyle zaman içinde sağlanabildiğini ortaya koymuştur.

22-Cinsel ilişkide her iki taraf eş zamanlı olarak orgazm olmalıdır.

Bu yanlış düşünce cinsel ilişki esnasında orgazm olamayan partnerin yetersizlik duygularının yaşamasına neden olacaktır. Yapılan araştırmalar ise cinsel birleşme esnasında orgazm olmanın, öğrenme ve kazanılan deneyimle zaman içinde sağlanabildiğini göstermektedir.

23-Oral cinsel aktivite tehlikelidir.
Oral cinsel aktivite temizlik kurallarına uyulduğunda ve karşılıklı olarak kabul edildiğinde sakıncası olmayan ve uyarma düzeyi çok yüksek olabilen bir cinsel eylemdir. Özellikle uyarılma güçlüğü yaşayan bireyler oral cinsel ilişkiden faydalanabilirler.

24-Yaşlı insanların cinsel yaşamı yoktur.
Yaşlı insanların zayıf, çaresiz ve yetersiz olduğu, cinsel ve fiziksel yakınlaşmaya istekli ve yeterli olmadığı kanısı oldukça eski ve yaygın bir yanlış düşüncedir. Fakat sanıldığı gibi yaşlılıkla birlikte cinsellik sonlanmaz. Çünkü cinsellik de yeme, içme gibi yaşam boyu devam eden yaşantısal bir davranıştır.

 

Psikolog M. Berk Karaoğlu

İzmir Terapi ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi


Geri
Eskişehir Web Tasarım